KENDİN İÇİN SPOR

   Spor hakkında gerek akademisyenler, gerek spor yazarları ve gerekse  sporun çeşitli kademelerinde görev almış birçok kişi farklı cümlelerle farklı üslupla tanımlamalar yapmışlar ve yorumlarda bulunmuşlardır. Sağlıklı bir şekilde dünyaya gelen insan doğumundan   ölümüne kadar hayatı boyunca bir canlılık belirtisi olarak hep hareket etmiştir.

   İşte bütün o tanımların , yorumların ve kitabi tüm anlatımların özünde spor tek bir kelime ile hareket demektir.

   İnsan doğası gereği kemik yapısı, kas yapısı, iç organlarının sağlıklı işleyişi ve düzgün bir fiziki duruşa sahip olabilmesi için hareket etmek zorundadır. Ama zamanımızda gerek eğitim hayatında gerek iş hayatındaki yoğunluk, gerginlik, yorgunluk , stres , maddi kaygıların baskısı ve şehir hayatının monotonluğu nedeniyle maalesef durağan ve asgariye indirgenmiş bir egzersiz durumu oluşmuş , bu nedenle de duygular, tepkiler, davranışlar yavaşlayarak zihin belli bir durgunluğa ulaşmıştır.

   Genel olarak hareketsizlik nedeni ile bilimsel olarak ta kanıtlanmış birçok sağlık sıkıntıları meydana gelir;

    Kullanılmayan kaslar hızla zayıflarlar ve bitkinlik oluşur, zamanla vücut koordinasyonu ve denge bozulmaya başlar. Kemik yapısını güçlendirebilen tek şey, onları biraz zorlamaktır, onları zorlamazsanız, kemikler incelir, taşıma gücü azalır, çabuk çatlama ve kırılmalar oluşur. Hareketsizlik kalp kaslarının zayıf düşmesine yol açar, bunun sonucunda diğer organlara kan pompalanması güçleşir, kan basıncı bozulur . Bütün bunlar kalp ve damar hastalıklarına, nefes darlığına ve beyinde tahribata yol açar. Hareketsiz kalırsanız, nefesiniz git gide daralır, içinize yeteri kadar hava ve oksijen alamazsınız ve öksürme yeteneğiniz kaybolur. Hareketsiz bir yaşam sürerseniz çabucak yaşlanırsınız, vücut kendini yenilemekten aciz kalır…

   İşte bu sebeplerden dolayı bilirkişi kontrolünde veya belirlenmiş bir egzersiz programını hemen hemen her gün uygulamalıdır. Nasıl ki yemek yemek bir ihtiyaç ise her zamanda, her mekanda ve her şartta spora zaman ayırmayı hayatımızın bir parçası haline getirmeliyiz.

   Ama her zaman spor ve egzersiz yapmamak için mutlaka bir sorun, bir engel ve bir bahanemiz vardır;

   ‘Zamanım yok’ . En sık karşılaşılan bahanedir, tv izlemeye, sinemaya gitmeye veya herhangi bir farklı etkinliğe katılmaya, özellikle uykuya zamanımız varsa egzersize günde yarım saat mutlaka vardır.

   ‘Çok yorgunum’. Ne kadar yorgun olursanız olun, egzersiz sizi yormaz bilakis yorgunluğunuzu hafifletir ve iş hayatınızda daha dinç ve dirençli olursunuz.

   ‘Spor salonları – alanları uzak’ . Hiçbir şekilde tam teşekküllü ne salona ne de spor alanına ihtiyaç yoktur. Her yerde ve mekanda egzersiz yapabilirsiniz yeter ki istekli olun.

   ‘Tek başına olmuyor, arkadaş yok’. İstedikten sonra arkadaş mutlaka bulunur, yada yeni arkadaşlar edinirsiniz. Hiç yoksa da tek başına da spor yapılır ve kendi ruh ve bedeninizi rahatça dinleme fırsatı bulmuş olursunuz.

   ‘Kıyafet ve ayakkabım yok’ . Bu zaten ‘Beni rahat bırak ben spor yapmak istemiyorum’ bahanesidir.

   Dünyada bir buçuk milyardan fazla Türkiye’de yirmi milyona yakın obez insan sayısı vardır. Bu rakam hiç te küçümsenecek bir rakam değildir ve her geçen gün sayı artmaktadır. Gerek hareketsizlik ve gerekse yanlış beslenme nedeniyle bu sorun sürekli büyümektedir.

   Eğer merdiven veya yokuş çıkarken nefes alışverişlerinde anormallik ve sorun yaşıyorsanız, ayakkabınızın bağcıklarını bağlarken sıkıntı yaşıyorsanız, zorlanma hissediyorsanız, iş hayatında az bir koşturma esnasında boğazında tıkanıklık oluyor ve toparlanmanız normalden uzun sürüyorsa, çocuklarınızla oynadığınızda çabuk yoruluyor veya onlarla uzun süreli oynayamıyorsanız, tam anlamıyla vücudunuz mutlu değilse ve bu durum ruh halinize de yansımışsa, monoton hayat sana normal geliyorsa, bu yıl aldığın gömlek, pantolon, elbiseler ve kıyafetler ilk aldığın gün gibi bedenine olmuyorsa !!!

   Hayatında değiştirmen gerekenler var demektir.

   Artık silkelen ve  çocukların için, eşin için, iş hayatın için, çevren için her şeyden önemlisi bedenin, mutluluğun, huzurun, sağlığın için yani seni sen yapan her şey için, yani kendin için bir şeyler yap. Hiçbir zaman başlamak için geç değildir. Her şey için ancak öldüğünde geç olur, onun haricinde tüm zamanlar senin içindir.

   Eminim ki en kısa sürede sonucu kendin göreceksin, kendi kapasiteni ve kazancını keşfedeceksin. Bu yazıyı okuduğunda başlaman yeterli. Sağlıklı bir hayat dileklerimle.

Tamer Maden