MİLLİ EĞİTİM MİLLİ ÖĞRETİM

Eğitim, bireylerin toplumun standartlarını, inançlarını ve yaşama yollarını kazanmasında etkili olan tüm sosyal süreçlerdir.

Öğretim,belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi, öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme eylemi. Bu iki tanım arasındaki temel fark nedir?

Eğitim bir insanın hayatını devam ettirebilmek için öğrendiği her şeye denir.Eğitimin bir zamanı mekanı yoktur.İnsan oğlu ölene kadar eğitimine devam eder,kişiliğini,sergilediği davranışları , ahlakı , eğitim ile kazanır.

Öğretim ise okulda olan planlı sistemli bir amaca yönelik yapılan sistemli bir iştir.Daha basit bir tanımla eğitim kültürel ve manevi olarak insanlık vasıflarını kazanmayı, öğretim ise bilgi kazandırmayı amaçlayan süreçlerdir.

Peki yıllardır neden sabit, öz kültürümüze , maneviyatımıza uygun ve de etkin bir EĞİTİM ve ÖĞRETİM sistemimiz yoktur?

Sürekli falan eğitim sistemi filan eğitim sistemi şöyle iyi böyle güzel diyerek yıllarımızı heba etmekteyiz. Neden Finlandiya ve Norveç dilimizden düşmez olur ki?

Bazı akademisyenler araştırma yapmışlar Finlandiya ve ülkemiz eğitim sistemin arasındaki farklılıkları yazmışlar. Burada bütün hepsini ele alıp yazmaya çalışsak bir kitap ortaya çıkar neredeyse. Ama birkaç önemli konuları da görmezden gelemeyiz.

Finlandiya’da çocuklar birinci sınıftan itibaren okula yürüyerek veya bisikletle gidiyorlarmış(Bir özgüven meselesi). Biz neden birkaç sokak ötedeki veya aynı site içinde bulunan okula bile servisle gönderiyoruz ? Bu rahatlık bize ne kazandırıyor ne kaybettiriyor ?

Finlandiya’da çok basit bir müfredat varmış ve pek değişmiyormuş. Öğretmenler okutulacak kitapları kendileri seçiyorlarmış. Bizde neden her yıl ders kitapları değişir ve yenileri basılır , hatta yayınevleri bile çok sık değiştirilir. Dersler neden ezbere dayalıdır ? Her yıl fen bilimleri, sosyal bilimler, tarih, fizik, matematik, İngilizce dilinde değişimler , çok köklü değişimler mi olmaktadır ? Yoksa , yoksa başka şeyler mi var bilmediğimiz?

Finli öğrencilere okulun ilk altı yılında asla not verilmiyormuş. Buradaki öğrenciler ilk olarak 16 yaşına geldiklerinde ülke genelinde bir sınava giriyorlar. Biz neden birinci sınıftan itibaren bir sınav maratonuna tabi tutulmaktayız ki ? Sayın velilerimizin her biri okul hayatının sonunda karşılarında neden bir doktor, bir mimar, bir avukat ve bir mühendis görme yarışındadırlar?

Finlandiya’da öğrenciler okulun tüm işlerini nöbetleşe sistemde birlikte yapıyorlarmış. Yani Fin okullarında hizmetli yokmuş, tüm işler öğrenciler tarafından yapılıyormuş(Sorumluluk).Biz okulda böyle bir şey yaptırsak ne olur ? Ben bir öğretmen olarak düşünmek bile istemiyorum.

Finlandiya’da günlük ortalama ders saati 4 saatmiş. Bizde ortalama 8 saat, okul çıkışı etüt, hafta sonu kursları, özel ders falan derken 12 saati geçiyor. Allah aşkına bu nasıl bir tezatlık ve neyin yarışı? Finli öğrenci 4 saatte öğreniyor biz 12 saatte öğrenmeye çalışıyoruz.

Finlandiya’da öğrencilere ödev verilmiyormuş. Bizde hemen hemen her akşam her dersin öğretmeni bir ödev veriyor. Bazen öyle durumlara şahit oluyoruz ki; Hocam ödevi ailecek birlikte gece 11 ‘de ancak bitirebildik. Veya öğrenciye ‘’Hayalinizdeki bir evi yapın’’ proje ödevi veriliyor. Gelen ödevler okulda sergileniyor, öyle ödevler var ki bir mimarlık bir mühendislik harikası. Al proje ödevini bir villa site projesi olarak sat. Öğrencinin tek katkısı üzerine adını yazması, belki onu da o yazmıyor.

Finlandiya’da hiçbir öğretmen resim , beden eğitimi dersinden öğrenci alıp matematik çalıştıramıyormuş. Bizde müfredat yetişmiyor, öğrenci öğrenememiş falan , ana derslerdeki (Neden böyle denmişse) eksiklikler için resim, müzik, beden eğitimi derslerinden istediği zaman öğrenci alınabilmekte.

Finlandiya’da eğer bir sınıftan hiç ses çıkmıyorsa, öğrenciler sıralarında oturuyor ve hiç kalkmıyorlarsa o öğretmen soruşturmaya alınıyormuş.Hep birlikte etkinlik yapan sınıflar varmış. Bizde konuşanı susturma, suskun olan ne efendi, ne iyi öğrenci diye överiz. Hafif kıpırdansa, ayağa kalksa uyarırız. Çocuk içindeki cevheri dışarıya çıkarmaktan korkar hale gelir.

Finlandiya’daki okulların kantinlerinde su, süt ve meyveden başka hiçbir şey yokmuş. Bizdekini saymıyorum, yazarak kelimeleri israf etmek istemiyorum.

Peki biz doğruyu nasıl bulacağız, bulduk nasıl uygulayacağız? Doğruyu görüp onayladığımız halde neden tatbik edemiyoruz ? Sorun nerede sizce?

Tamer Maden